helalderman

YEDİKLERİN KADAR DOĞALSIN…

Archive for Mayıs 2012

ÇOCUK AŞILARININ ZORUNLU OMASINA HAYIR…

Posted by helalderman 04 Mayıs 2012


AŞI BİR ZORUNLULUK DEĞİL TERCİHDİR!!
ZEYNEP ÇİVİ İSİMLİ ARKADAŞIMIZIN EVLADINA MAHKEME KARARIYLA, TEK TARAFLI OLARAK ;HAKİMİN SAĞLIÇILAR TARAFINDA KARAR ALMASI HEPİMİZİ ÇOK ÜZMÜŞTÜR.
AŞI YAPTIRMAYAN AİLELER OLARAK BAŞIMIZA BİR KAZA GELİRDE HASTANEDE ÇOCUKLARIMIZA ZORLA AŞI VURACAKLAR KORKUSUYLA YÜZYÜZEYİZ.

NASIL Kİ;AŞI YAPARKEN İMZA ATIYORSAK,AŞI YAPTIRMADIĞIMIZDA DA İMZA ATMAMIZ BİZİM SEÇME HAKKIMIZI VE SORUMLULUKĞUMUZU VASİSİ OLARAK KABUL ETTİĞİMİZİ SİMGELEMEKTEDİR.

BU GRUBA AŞI YAPTIRSANIZDA, YAPTIRMASANIZDA DESTEK VEREREK BİR VATANDAŞIN HAKLARINDAN YARARLANMASINI SAVUNMAK İÇİN DAHİL OLABİLİRSİNİZ.
AŞI BİR ZORUNLULUK DEĞİL TERCİHTİR! BUNU UNUTMAMAK VE HATIRLATMAK BOYNUMUZUN BORCUDUR.

ZEYNEP ÇİVİ ARKADAŞIMIZA MAHKEMECE ZORLA AŞI VURDURMA KARARI ALINMIŞ,ARKADAŞIMIZIN MAHKEMEYE İTİRAZIYLA BU KARAR DURDURULMUŞ FAKAT İPTAL EDİLMEMİŞTİR.

ALTTAKİ LİNKTEN FACEBOOK SAYFASINI BEĞENEBİLİR,BİZE YARDIMCI OLABİLİR VE BLOGLARINIZDA BU KONU HAKKINDA DURUM DEĞERLENDİRMESİYLE BU HUKUK M ÜCADELESİNE DESTEK VEREBİLİRSİNİZ;
https://www.facebook.com/groups/307681265975116/

AŞI HAKKINDAKİ GERÇEKLER

(Zorunlu tutulan veya kullanılması için baskı oluşturulan aşılar hakkında)

Ağustos 2009´da İngiltere ve Fransa´da Domuz Gribi aşısı, hayvanlardan sonra az sayıda insan üzerinde, ABD´de ise 2 bin kişinin üzerinde denenmiştir. Ancak sonuçlar en fazla 2 aylık verilerle sınırlıdır.

Büyük ihtimalle, domuz gribi aşısı Türkiye’de aşıyı satan firmanın kendi personeli vasıtasıyla uygulanacaktır. Böylece Faz-1 deneyi Türkiye´de 28 milyon kişi üzerinde yapılmış olacaktır. Önceden hiçbir olumlu verisi olmayan, tehlikesi büyük olan bir aşının 6-36 aylık bebeklere, çocuklara, sağlık çalışanlarına ve savunma mensuplarına uygulanması bugüne kadar Türkiye´nin göreceği en büyük tehlike olabilir.

Aşılar Zararlı mı?

Grip aşıları dahil tüm aşıların, aşılanan kişiyi ömür boyu etkileyecek derin zararları vardır. Yeni üretilen bir aşının yan etkilerine yönelik araştırmalar kısa vadeli sonuçlar verir. Dolayısıyla yan etkilerinin 2-10 yıl sonra ortaya çıkabileceği gözardı edilmektedir. Çocuklarımıza yapılacak bir aşı eğer kısırlığa yol açıyorsa, bu, 15-20 yıl sonra çok acı bir şekilde anlaşılacaktır. AIDS virüsü çocuk felci aşılamasından 10-12 yıl sonra, otizm 2-4 yıl sonra, kas-kemik ve bağ dokusu hastalıkları 4-6 yıl sonra; sinir sistemi hastalıkları 2-10 yıl sonra ve Guillain-Barre sendromu hemen veya birkaç yıl sonra ortaya çıkmıştı. Aşının yan etkileri aşıdan hemen sonra ortaya çıkmayabilir. Aşının sebep olacağı bir hastalık 20-30 ve hatta 50 yıl sonra ortaya çıkabilmektedir.

Her ilacın kutusunda hangi maddeleri içerdiğine dair bir prospektüs bulundurma zorunluluğu vardır. Fakat uygulanan bir aşı partiler halinde gönderilmekte ve tek bir prospektüs taşımaktadır. Dolayısıyla hastanın prospektüsü inceleme imkanı yoktur.

Grip aşılarının Bilinen İçeriği

1-Alüminyum hydroxide, alüminyum fosfat, amonyum sülfat, amphotericin B

2-Domuz dokuları, At kanı, Tavşan beyni, Köpek böbreği, Maymun böbreği.

3-Civciv embriosu, Tavuk-Kaz yumurtası, Sığır serumu, Betapropiolacton

4-Doğmamış sığır serumu, Formaldehyde, Formalin jelatin, Köpekbalığı karaciğeri yağı.

5-İnsan fetusu ( Üçüncü gebelik ayı başından doğuma kadarki devre içinde ana rahmindeki canlıya verilen ad)

6-Maymun böbrek hücreleri

7-Yıkanmış Koyun kanı

8- Monosodyum Glukomat

9- Polioksidonyum (Sentetik proteinler ve nano materyaller içerir. Bunlar gende değişiklik yaptığı gibi fenotipte de değişmeler yapmaktadır)

10- İnsan spermi

11- Etilen gliserol (antifriz)

12- Antibiyotikler

13- Skualen

Tüm aşılarda etki arttırıcı ve koruyucu olarak kullanılan maddeler bellidir ve hemen hemen aynıdır. Çoğunun özellikleri araştırılmamıştır ve etkileri tam olarak bilinmemektedir. Bu maddelerin deride kabarcıklar, beyin zarı iltihabı, kan yapısında bozulma, sinir iltihabı gibi rahatsızlıklara sebep olduğu tespit edilmiştir.

İmmünolojist Hugh Fudenburg´un ifade ettiğine göre son 10 yılda art arda 5 grip aşısı olan kişilerin alzheimer olma ihtimalleri 10 kat artıyor. Bunun sebebi ise kullanılan aluminyum ve civadır. (thimerosal)

Formaldehid kanserojen olma özelliğinden dolayı mobilya üretiminde bile yasaklanmıştır.

Thimoresal, çocuklarda konsantrasyon problemi, öğrenme zorluğu, konuşma bozukluğu, havale, epilepsi, hiperaktivite, sürekli ve yüksek sesle ağlama ve daha bilinmeyen bir çok probleme yol açmaktadır.

Alüminyum hidroksit kas ve kemik gelişimi bozuklukları ve felçlere sebep olabilir.

Skualen, Körfez Savaşı sırasında Amerikan askerlerine verilen şarbon ilaçlarında mevcuttu ve ALS gibi immün sistemi tahrip eden çok ağır hastalıklara yol açtığı tespit edilmiştir.

Dr. J. f. Graetz aşının yanetkileri nedeniyle hastalananların hemen hemen hepsinde farklı derecede beyin tahribatı olduğunu tespit etmiştir.

Aşılar ve içerdiği katkılar sebebiyle ölümle sonlanabilen şiddetli alerji, tansiyonda ani düşme, ateş, havale, eklem iltihabı, kas ağrıları, deri döküntüleri, lenf bezlerinde büyüme, kronik yorgunluk, kronik baş ağrıları, bütün vücut kıllarında dökülme, kapanmayan yaralar, hafıza kaybı, sara nöbetleri, felç, kansızlık, ruhsal ve sinirsel problemler, nefes darlığı, kronik ishal, gece terlemesi ve daha pek çok rahatsızlık ortaya çıkmaktadır.

Aşı Denen Şey Korur mu?

Dr. G. Buckwald´a göre: Herhangi bir aşının (domuz gribi aşısı da dahil) hastalıklara karşı koruyucu olduğunu ispat eden herhangi bir veri yoktur. Yani hiçbir aşı korumaz. Aksine her aşı bağışıklık sistemine karşı açılan bir savaş, büyük hastalıklara hatta ölüme açılan bir kapıdır.

Peki Bu Israrın Sebebi Ne?

Tüm bunlar karşısında neden aşılama üzerinde bu kadar ısrar edilmektedir sorusu akla geliyor.

Günümüzde bütün aşıların üretiminde genetik klonlama ve rekombinant DNA teknolojisi kullanılmaktadır. Kullanılacak DNA parçası, maymun ve domuz da dahil olmak üzere herhangi bir organizmadan alınabilir. DNA parçasında genleri manipüle edilir ve bu şekilde rekombine edilmiş DNA parçası aşılarda kullanılır. Aşılardaki Rekombinant DNA insan DNA’sına ´sıçramakta’ ve kalıcı olarak yerleşmekte, özelliklerini değiştirmekte ve bozmaktadır.

Ayrıca aşı üretiminde, tavuk embriyosu, tavşan beyin hücresi, maymun böbrek hücresi, buzağı ve domuz doku hücresi kullanılmakta ve bu dokuların hücre ve proteinleri aşının içeriğinde kalmaktadır. Bu doku kalıntıları çeşitli virüsler ve kanser hücreleri taşıyabilir. Bu şekilde kanser ve benzeri ağır hastalıklar aşılar vasıtasıyla yayılabilir.

Maymunlaşmak ve Domuzlaşmak!

Aşı, enjeksiyon, ağız, burun, vajina mukozası veya genetiği degiştirilmiş besinler yolu ile hücre çekirdeğine ulaşmakta, yumurta ve sperm hücreleri dahil hücre genomuna yerleşmektedir. Tavuk, buzağı, tavşan, maymun ve domuz DNA’sı aşı ile kalıcı olarak insan genomuna karışmaktadır. Bu demektir ki insan, tavuklaşacak, sığırlaşacak, tavşanlaşacak, maymunlaşacak veya domuzlaşacak ve gelecek nesilde bu hayvanların fiziksel ve ruhsal özellikleri gibi fenotipik değişiklikler görünür hale gelecektir.

Yakın zamanda domuz endometrimundan (rahim iç zarı) insanda kullanılabilecek özellikte kök hücre elde edildi. Bu, ilaç üreticileri için çok sevindirici bir buluştu. Çünkü ilaç üretimindeki zorluklar ve maliyetler bir anda ortadan kalkmış oluyordu. Domuz rahmini kürtaj ederek hemen hemen bedava, istendiği kadar kök hücre elde edilebilir.

Ancak kök hücrenin hedef hücrelere nasıl aktarılacağı araştırma konusuydu. Öyle görünüyor ki en kolay ve en etkili yol bulunmuştur: Domuz gribi aşısı burun mukozası yoluyla, yani hipofize giden en kısa yol ile verilmektedir. Hipofiz, bütün iç salgı bezlerini yöneten, bütün hormonların üretiminde ve hormonlar vasıtasıyla bütün süreçlerde rol alan en önemli salgı bezidir. Bu yolla fenotipik değişimler çok kısa zamanda gerçekleşmektedir.

Genetik Yapıyı Değiştirmek… Ne Demek?

Bu komplo teorisi gibi görünebilirdi. Ancak modern tıpta ve biyoteknolojide “Bugün hastalıkları ve belirtilerini ilaçlarla tedavi etmek yerine hastaların Genetik Yapısının Değiştirilmesi ya da eksik olan genin verilmesi tercih edilir” temel prensibine karşı her teori zayıf kalır.

Hastalık Üreten de İlaç Üreten de Aynı

İlaç şirketleri, 20. yüzyılda keşfettikleri “Hasta olanlara zaten ilaç satılıyor. Yeni hedef kitlemiz hasta olmayanlar” prensibi ile ´koruyucu hekimlik´ adı altında sağlıklı bireylere aşı, biyolojik aktif maddeler ve vitaminler satıyor. İlginç olan şu ki, her ilaç firması sadece ilaç değil, GM tohumlar, tarım ilaçları, aromalar ve katkı maddeleri de üretiyor. Yani hastalık üreten maddeler de “tedavi” için sunulan maddeler de aynı şirketler tarafından üretiliyor. Ancak daha ilginci şu ki, milyarlarca insan şifa umuduyla hastalık üreticilerinden “ilaç” satın almaya devam ediyor.

İçeriğinde domuz hücrelerinin bulunması fıkhi olarak aşının durumunu ortaya koymaktadır. Fakat bazı din adamları ´zaruret´ halini ileri sürerek, henüz ortaya çıkmamış, hatta belki hiçbir zaman da oluşmayacak bir salgını ‘zaruret’ kabul etmektedir. Hatta bu zaruret halini belirlemede Dünya Sağlık Örgütü gibi İslam dışı otoritelerin, İslam kaynaklı olmayan görüşlerini temel almaktadır.

Korunmak İçin Ne Yapmalı?

Prof. Dr. A. Rasim Küçükusta aşı hakkında şöyle diyor: “Domuz gribi ağır bir hastalık değildir. Belirtileri diğer grip türlerine göre daha hafiftir. Hastaların ateş düşene kadar evde istirahat etmeleri yeterlidir. Hastalık kendiliğinden geçer”

Ayrıca hastaların, iştahı gelene kadar yemek yememesi, bol miktarda limon suyu, greyfurt suyu içmesi, sarımsak ve soğan yemesi daha kısa zamanda iyileşmelerini sağlar.

Aşıların Etkili Olma İhtimali Var mı?

Bugüne kadar 863 tür grip virüsü belirlenmiştir. Bu 863 türden sadece 3 zincire karşı aşı geliştirilmiştir. İlaç şirketleri tarafından her yıl bu 863 türden biri için aşı geliştirildiği ve bu aşının da o türe karşı ortalama olarak %30 oranında koruma sağlayabileceği biliniyor. Ancak bu yıl 863 grip türünden hangisinin aktif olacağını doğal olarak kimse bilemiyor. Üstelik her sene başında tesadüfen seçilen türün, aşı üretildikten sonra mutasyon geçirmiş olma olasılığı yüksektir. Dolayısıyla aşı büyük ihtimalle hiçbir olumlu etki göstermeyecektir. Çünkü bu durumda aşı tamamen başka bir virüse karşı üretilmiş olacaktır.

Bu durum çok komik olabilirdi, trajik olmasaydı. Öyle görünüyor ki birisi insanlarla açıkça alay ediyor.

Ünlü Amerikalı çocuk doktoru Henry Bieler’e göre “Aşıların hastalıklar üzerinde hiçbir olumlu etkisi yoktur çünkü hastalıkların asıl sebebi mikroplar değildir. Hastalıkların sebebi toxemia (vücutta toksik madde toplanması) ve toxemia’nın hücre düzeyinde sebep olduğu bozulma ile mikropların çoğalması ve aktifleşmesine uygun ortam oluşmasıdır.” Toxemia’nın sebepleri arasında ise işlenmiş et ürünlerini, pastörize sütü, gıda katkı maddelerini, aşıları, ilaç ve deterjan tüketimini, tarım ilaçlarını sayabiliriz.

Dr. G. Buchwald 40 yılı aşan araştırmaları sonunda aşının bir faydası olmadığını ama pek çok zararı olduğunu tespit etmiştir. O şöyle diyor: “Aşı korumaz, Aşı yardım etmez, Aşı tahrip eder.”

Dünya, Aşılara Karşı Mesafeli

2 Kasım 2000’de Amerikalı Doktorlar ve Cerrahlar Birliği (AAPS) St. Louis’deki 57. toplantılarında çocuk aşılarının zorunlu olmasının kaldırılması için oy birliği ile karar aldı. Bu karara bir tane bile hayır diyen çıkmadı.

ABD Kongresi üyesi Dr. Ron Paul´un ifade ettiği üzere “1997´de geliştirilen Domuz Gribi aşısından ölenlerin sayısı 25, gripten ölenlerin sayısı sadece 1 idi.”

İngiltere’deki doktorlar şu anda ciddi bir korku içindeler. Tahminlerine göre bugün kullanılan grip aşısı Amerika’da 1976 yılında yaşanan grip salgınında kullanılan aşının analogudur (eşi).

Aşılar Birçok Derin Hastalığa Sebep Oluyor

1976’da Amerika’da kullanılan grip aşısının sonuçları:

Aşıdan ölenlerin sayısı gripten ölenlerin sayısından daha fazlaydı.
500 kişide Guillain-Barre sendromu tesbit edildi.
Guillain-Barre sendromuna yakalanma riski 8 kat arttı.
Grip aşısının Guillain-Barre sendromuna sebep oldugu ispat edildikten 10 gün sonra aşılama durduruldu.
Amerikan hükümeti tazminatlar için milyonlarca dolar ödemek zorunda kaldı.

Aşıların sebep olduğu belirtilen bazı rahatsızlıklar şöyledir:

Çocuk Felci Aşısı: AIDS’e

Tetanos: Beyin iltihabı’na

Hepatit B: Multiple Skleroz’a (MS)

Kızamık: Kalın bağırsak iltihabı, Beyin iltihabı’na

Kabakulak: Şeker hastalığı, Kramplı hastalıklar, Nörölöjik hastalıklar’a

Karma Aşılar: Ani çocuk ölümleri’ne

Grip Aşısı: Guillain-Barre sendrom’una, genetik ve fenotipik değişimlere sebep olmaktadır

Düşünün ve Karar Verin

Kendinize ve ailenize yaptırılacak her aşı için geniş bilgi toplayın. İçindekileri ve etkilerini öğrenin. Aşı olup olmamak konusunda SADECE SİZ karar verebilirsiniz. Unutmayın; aşıların sonuçları karşısından TEK SORUMLU SİZ OLACAKSINIZ.

Ne ilaç üreticileri, ne doktorlar, ne de devlet birimleri aşı ile oluşacak zararlar karşısında sorumluluk kabul etmezler.

Sade Hayat Derneği -dunyabizim.com

Devamı için tıklayınız: http://www.aamedya.com/fikralar-saglik-ruya-tabirleri-domuz-gribi-asisi-icinde-neler-var-domuz-gribi-asisi-olalim-mi/haber-domuz-gribi-asisi-icinde-neler-var-domuz-gribi-asisi-olalim-mi-19712#ixzz1IkZmakcJ

Posted in AŞI VE İLAÇ | 5 Comments »

BU VAKANIN ÜSTÜ ALERJİ DENİLEREK ÖRTÜLEMEZ.

Posted by helalderman 03 Mayıs 2012


UNUTMAYALIM Kİ PEK ÇOK AİLE PASTORİZE UHT YADA DOĞAL SÜTÜ YAVRUSUNA KALSİYUM VS İÇİN İÇİRMEKTE.TABİATINA GÖRE BESLENMEYE UYANLAR DAHİ ARADA İÇER SÜTÜ.
LAKTOZ SİNDİRİMİ VS OLSA İDİ BU KAADAR ÇOCUK EN AZINDAN BİR HASTANEYE GİDERDİ DEĞİLMİ!
VELEVKİ BU ALERJİ OLSUN;
NEREDE TEST SONUÇLARI,NEREDE İDDİA SAHİBİ FİRMALAR.
BU OLAYIN ÜSTÜ ALERJİ DİYE ÖRTÜLEMEZ,SÜTLERİN KUTU ÜZERİNDEKİ TARİH KAPAĞI DEĞİŞTİRİLEREK YENİDEN PİYASAYA SÜRÜLDÜĞÜ İDDİALARI DAHA TAZEYKEN,SÜTÜ HERKES İÇSİN DİYEN ÜRETİCİ, NEDEN BİR ANDA HERKES SİNDİREMEZ İDDİASINI SAHİPLENMİŞTİR!
ÇOCUKLARIMIZ ZİYAN OLUYOR,VELİLER ELBETTE BU OLAYIN ÖNÜNÜ  ALARAK ÇOCUKLARINA OKULDA SÜT İÇİRMEYECEK ,PEKİ OKULLARIN KANTİNLERİNDEKİ,SUCUKLAR,KAŞARLAR,ALERJİSİ KANITLI İÇECEK,BİSKÜVİ,ÇİKOLATA VS NEDEN KALDIRILMIYOR.. ASIL ALERJİ ONLAR DEĞİLMİ.

BAKANLIK BU PROJEYİ VE ÜRETİCİSİNİ YIPRATMAMAK ADINA KENDİ ANLINA LEKE SÜRMEMELİDİR.
EĞER KÖYLÜDEN SÜT ALINIYOR OLSA VE BU OLAY GERÇEKLEŞSEYDİ ORTALIK KIYAMET OLURDU EMİNİM Kİ!

ÖĞRENCİLERE ücretsiz süt dağıtımı öğrenci ve velilere şok yaşattı. Birçok ilden toplu zehirlenme haberleri geldi. Diyarbakır’da başlayan zehirlenmeler Sivas, Edirne, İstanbul, Adana, Konya, Trabzon, Samsun, Denizli ve Antalya’ya uzandı. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, zehirlenme haberleri için, “Sütler bayat değil kampanya devam edecek” dedi.

TÜRKİYE genelinde ana sınıfından 5’inci sınıfa kadar ilköğretim okullarında başlatılan “Ücretsiz Okul Sütü” projesi, birçok ilden gelen “zehirlenme” haberleri yüzünden öğrenci ve velilere şok yaşattı. Diyarbakır’da başlayan zehirlenmeler Sivas, Edirne, İstanbul, Konya, Samsun, Adana ve Antalya’ya uzandı. Ülke genelinde 1193 öğrenci hastaneye kaldırıldı. Birçok ilde süt dağıtımı durduruldu. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker sabahki açıklamasında, zehirlenme haberleri için “Daha yeni başladık. Bismillah” dedi. Bakanlıktan yapılan açıklamada, “süt dağıtımı ile ilgili teknik ve idari inceleme başlatıldı” denildi.

Son kullanma tarihi ağustos Eker, akşam saatlerinde Hürriyet’e yaptığı açıklamada ise şunları söyledi: “Dağıttığımız sütler 200 mililitre, pipetli ve son kullanma tarihi ağustos ayı olan sütler. Bayatlık söz konusu değil. Bu üzücü olaylar bizim süt kampanyamızı engellemeyecek. İlk ihalemiz 4 Haziran’a kadar devam edecekti. Haftada 5 gün buna tam gaz devam edeceğiz. Amacımız sütün besleyici değerleriyle yavrularımızın en iyi şekilde beslenmesini hükümet desteğiyle sağlamak. Amacımız asla vurdumduymazlığı ve kötü niyeti içermedi. Elimizden gelen hassasiyeti gösterdik ama yine de çok üzgünüz.

Bilimsel adı laktoz intolerans Aldığımız bilgi ‘süte aşırı hassasiyeti olan çocuklarda meydana gelen rahatsızlıklar’ olarak karşımıza çıktı. Kesinlikle bozuk, bayat süt, gıda zehirlenmesi söz konusu değil. İlk defa süt içenlerde de görülebilir. Bu durum tam bilimsel tanımlama ile ‘laktoz intolerans’ yani süt şekerine bünyenin tolerans göstermemesi olarak tanımlanabilir. Her gıdanın sindirimi var, enzimler yoluyla bu olur. Süt içen kimi bünyelerde gaz, hazımsızlık olduğunu zaten hepimiz biliriz. Bu da süte aşırı hassasiyeti olan çocuklarda bir fenalaşma olarak karşımıza çıktı. Çok üzgünüz ama bunun 32 bin noktada 7 milyon 200 bin öğrenciye verilen bir süt projesi olduğunu unutmayalım. Bu kadar geniş bir spektrumda maalesef 400-500 hassasiyet vakasıyla karşılaşmış bulunduk. Belki yeniden içseler sorun ortadan kalkacak.

Numuneleri tutuyoruz Yine de biz her verdiğimiz süt için Türkiye çapında numuneler tutuyoruz. Bu numuneleri dün itibariyle hemen izlemeye aldık. Biz bu sütleri dağıtmadan önce de velilere uyarıcı formlar gönderdik. Böyle yan etkileri olabileceğini velilere hatırlatmıştık. Kimseye de zorla içeceksiniz diyerek zorlamaya gidilmedi. Çocukların büyük çoğunluğu iyi durumda.” Süte alerjisi olan çocuklar olabilir TÜRKİYE Süt Üreticileri Merkez Birliği Genel Başkanı Ali Koyuncu, “Daha önce süte alerjisi olduğu tespit edilememiş çocuklarımızın süt içmesinden kaynaklanan bir sıkıntı olabilir, diğer çocuklar da bundan psikolojik olarak etkilenmiş olabilirler” dedi. Koyuncu, Okul Sütü Programı kapsamında, 81 il, ilçe, köy ve beldelerde 7 milyon 185 bin öğrenciye ve 32 bin 574 okula süt dağıtıldığını söyledi. Dağıtılan sütün kutularında çeşitli uyarıların yer aldığına işaret eden Koyuncu, bu kapsamda, süte alerjisi olanların öğretmenine haber vermesi yönünde uyarı bulunduğunu belirtti. Bizce sütten değil, psikolojik SÜTLERİN dağıtımından sonra ilk vakaların ortaya çıktığı il olan Diyarbakır’da Vali Mustafa Toprak, “Birkaç çocuğumuzun mide bulantısı şikayetiyle ortaya çıkan bir olay. Psikolojik olarak diğer çocuklar da etkilendi. Biz sütten olduğunu düşünmüyoruz” dedi. Zehirlenme değil hassasiyet MİLLİ Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, “Olay zehirlenme vakası değil. İlk tespitlerimize göre çocukların süte karşı hassasiyetinden kaynaklanan bir durum” dedi. Dinçer, incelemelerin sonuçlarının yarın çıkacağını ifade etti. Dinçer, “İşin en doğrusunu Sağlık Bakanımız anlatabilir” dedi. Süte alerji oranı binde 5 SAĞLIK Bakanlığı, okullarda süt dağıtımından sonra çocukların rahatsızlanması konusunda, “Dağıtım tüm okul çağı çocukları kapsayacağı için çeşitli şikayetlerin görülmesi ihtimal dahilindedir. Okul çağı çocuklarında inek sütüne alerji binde 5 oranında bildirilmektedir” açıklamasını yaptı. Açıklamada şunlar kaydedildi: “Vakalar hafif seyirli olup yatarak tedavi gerektiren bir durumla karşılaşılmamıştır. Süt şekerine karşı tahammülsüzlük daha çok 7-8. sınıflarda görülmekte olup bulantı, kusma ve ishal belirtileri gösteren bir durumdur.” Uzmanlar: Bozuk süt zehirlemiş olabilir ÇOK sayıda çocuğun karın ağrısı ve kusma belirtileriyle hastaneye yatırılması ve serum tedavisine başlanmasını uzmanlar ‘bozuk süte’ bağlıyor. Çocuk beslenme ve gastroenteroloji uzmanı Prof. Dr. Benal Büyükgebiz, “Ben bu vakaların sütün bozulmasına bağlı zehirlenmeden kaynaklandığını düşünüyorum. Çünkü çocuklar ‘sütün içinden yoğurt çıktı’ diyor” dedi. Çocuk göğüs hastalıkları ve alerji uzmanı Prof. Dr. Elif Dağlı ise “Süt alerjisi, süt proteiniyle daha önce karşılaşmamış çocuklarda çıkar. Laktoz intoleransı ise, süt alerjisinden daha da ender görülür. İçildikten kısa süre sonra belirtilerin görülmesi zehirlenmeyi akla getiriyor” dedi.
-Mesude ERŞAN Hangi şirket hangi bölgeye süt dağıtıyor
1- İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri Yavuz Blok Bims İnş. Malz. Gıda Tic. A.Ş pilot ortaklığında Gülsan Gıda A.Ş – Mar Tüketim A.Ş – Mamsan Gıda A.Ş – Bakraç Süt ve Süt Ürünleri Ltd. Şti.

2- Doğu Anadolu ve Ege Bölgeleri Dimes Gıda San. Tic. A.Ş pilot ortaklığında Pınar Süt Mam. San. A.Ş – Balkan Süt Ür. San. Tic. Ltd. Şti.

3- Akdeniz Bölgesi Yörükoğlu Süt ve Ürn. San. Tic. pilot ortaklığında Güney Süt San. ve Gıda Mad. Tic. A.Ş – Oğuz Gıda San. ve Tic. A.Ş – Akbel Süt Ürn. San. Tic. A.Ş.

4- Marmara ve Karadeniz Bölgeleri Ak Gıda San. ve Tic. A.Ş pilot ortaklığındaki Sütaş Süt Ürünleri A.Ş-Danone Tikveşli Gıda ve İçecek San. Tic. A.Ş- Tat Konserve San. A.Ş-Yörükler Dış Tic. A.Ş.

12 ilde 1193 öğrenci zehirlendi Sivas’ta 15 okulda 700 öğrenci hastanelere kaldırıldı. Samsun’da 1’i ağır 8 öğrenci hastaneye kaldırıldı. Konya’da 25 öğrenci, dağıtılan sütlerden zehirlendi. Sakarya’da 38 ilköğretim okulu öğrencisi zehirlendi. Antalya’da 50 öğrenci rahatsızlandı. Edirne’de 30 öğrenci sütten zehirlendi. Diyarbakır’da 50 ilköğretim öğrencisi zehirlendi. Kırıkkale’de dağıtılan sütlerden içen 17 öğrenci rahatsızlandı. Adana’da 141 öğrenci hastaneye kaldırıldı. İstanbul Sultangazi’de 60 öğrenci hastaneye kaldırıldı. Trabzon’da 40 öğrenci hastanelerde tedavi altına alındı. Denizli’de 17 öğrenci rahatsızlandı. Osmaniye’de 25 öğrenci hastanelik oldu. 74 milyon liralık proje Ücretsiz süt Türkiye genelinde 7 milyon öğrenciye dağıtıldı. Sütlerin fiyatları 48 kuruş ile 57 kuruş arasında değişiyor. Projenin maliyeti 74.8 milyon lira olarak gerçekleşti.

Posted in ÜRETİM SAHTELİKLERİ | Leave a Comment »